Vur dedi bana. “Nasıl yani?” dedim. Omzuma vur, vurabildiğin kadar sert vur. Daha önce kavgaya karıştığım olmuştu ama hiçbir arkadaşım benim onu dövmemi istememişti. Bana vurmazsan sinirin çıkmaz dedi. Sinirli miyidim? İçerde kantinde oturuyordum. İçim sıkılıyordu. Ben üzüldüğümü düşünmüştüm. O beni dışarı sürükledi.
Gözlüğümü cüzdanımı ve telefonumu bir bankın üstüne koydum. Orada iki kız oturuyordu ne yaptığımıza anlam veremediler. Talha bana omzunu döndü. Daha önce hiç yumruk atmamış gibi yumruk attım. Çok kötüydü ama bir o kadar da daha iyi hissettiren bir şey olmamıştı. Birden aklıma bana nasıl vurulduğunu öğrettiği geldi. O bir çember çiziyordu ben dönüyordum. Yumruğumu çenemin altında tutuyorum, yumruğumu paralel bir şekilde omzumdan güç alarak vuruyorum. Her vuruşumda o beni daha da gazlıyor. Sinirden köpürüyorum. Dördüncü yumruktan sonra gözüm döndü. Amansızca vuruyorum. Kaşlarım çatık, gözlerim nemli. Burnum kızardı ve burnumun ucundan vücuduma yayılan bir hayalet dolaşıyor. Hırs hüzün ve nefret vücudumu ele geçiriyor.
Bir süre sonra Talha duruyor. Sıra bende diyor. Afallıyorum. Bana bir çelme takıp beni yere seriyor. Saat gecenin biri. Yerde çimlerde uzanıyorum şu an. Damarımdaki alkol, dağınık bir zihin. Kapkaranlık ağaç yapraklarının arasından görünen gökyüzü. Kollarımı iki tarafa açtım. Geçti mi içindeki sinir diyor. Gözlerimden çıkan yaşların yerdeki çimleri suladığını hissediyorum.
Bu kadar hayatta olduğunuzu hissettiğiniz zamanlar zor yaşanır. İnsanın eli kolunun bağlanması ve artık çaba bile gösteremeyecek olması… Ayağa kalkmam ve hiç olmadığım kadar güçlü olmam lazım. Kötü adam yerine düştüm, haksız yere düştüm ve yanlış hiçbir şey yapmadım. Doğrunun yanlışın ne olduğunu bilmediğim gri bir yerdeydim.
Bitti mi dedi? Derin derin soluyorum. Senkron bir şekilde kollarımı yumuşak toprağa vuruyorum. Sonra bir kolumu alnıma koyuyorum. Konuşuyorum. Yanlış bir şey yapmadım diyorum. Yanlış bir şey yapmadın diyor. Kötü biri değilim diyorum. Kötü biri değilsin diyor. Niye böyle oldu diyorum. “Hayat hiçbir zaman ne adil ne de bizden yana oldu” dedi. Hiçbir şey senin istediğin gibi olmayacak, istediğin zaman olmayacak. Hiçbir şey senin için kolay olmayacak. Her şey olabilecek en zor yoldan olacak ve buna yapabileceğin bir şey yok. Şimdi bir erkek gibi ayağa kalk ve içeri gidelim.
Hayat hiç hayatlamıyor.